Çalışanlar Bayramlarla İzin Biriktirecek
Şirketler için önümüzdeki 10 yıl bir hayli kritik geçecek. Çünkü önümüzdeki yıllarda iki bayramdan en az biri yaz aylarına denk geliyor. Bu durumda çalışanlar da yıllık izinlerini kullanmak yerine bu izinleri biriktirebilecek.
İnsan kaynakları yönetim danışmanlık firması Mercer’ın yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de her 100 işletmenin
KIYMETLİ ÜCRETLİ İZİN
Mercer’ın her yıl dünya çapında gerçekleştirdiği ‘Yan Haklar Araştırması’nda yıllık ücretli izin; sağlık sigortası, bireysel
Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’nin 6.maddesine göre ‘Yıllık ücretli izin işveren tarafından bölünemez’ ifadesini hatırlatan Tişli, şöyle devam etti: “Bununla birlikte 4857 sayılı iş
‘İşverenler envanter çıkarmalı’
Geçmişte 1980’li yıllardaki sürece benzer olarak, önümüzdeki 9-10 yılda da Şeker ve Kurban bayramlarının baharın sonu ve yaz dönemine, yani ücretli yıllık izinlerin en çok kullanılacağı döneme rastlayacağını belirten Barış Tişli, şöyle devam etti: “İşveren açısından yapılması gereken öncelikle halihazırdaki çalışan başına düşen yıllık izin envanterini çıkarmak ve incelemek. Bunun ötesinde, çalışanların iş yoğunluğunun müsaade ettiği dönemlerde yıllık ücretli izinlerin blok halinde kullanımını sağlamak da önemli. 2011 bu iş için muhakkak bir başlangıç yılı olmalıdır.”
Çalışan yazdan sonra sömestri tercih ediyor
Yıllık ücretli izin hakkının 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, iş sözleşmesine dayanarak bir işte ücret karşılığı çalışanlar için uygulandığını hatırlatan Mercer Danışmanı Barış Tişli, Türkiye’deki çalışanların yıllık ücretli izin kullanımında ilk tercihin yaz ayları, ikinci tercihin ise sömestr tatilleri olduğunu belirtiyor. “Önümüzdeki 10 yıl boyunca, Şeker ve Kurban bayramlarından en az biri veya ikisi birden yaz aylarına denk gelecek. Çalışanlar doğal olarak yıllık ücretli izinlerini kullanmak yerine mali güvence olarak bu izinleri biriktirmek isteyebilecek.” Kullanılamayan ücretli yıllık izinlerin son maaştan hesaplanma zorunluluğu ile her yıl artan bir yükümlülük olduğunu belirten Tişli, şöyle devam etti: “Türkiye’de minimum işgücü ile maksimum prodüktivite yaklaşımı sonucu 2 kişinin işini 1 kişinin yaptığı pek çok örnek var. Bu da çalışanın yıllık ücretli izin kullanımını sınırlıyor. Bu ise, işletmelerde ücretli yıllık izin yükümlülüğünü her geçen gün kartopu etkisiyle büyütmektedir. Çalışan sayısı 5 binin üzerindeki kuruluşlarda, özellikle bu örneğe uygun olan bankalarda, yıllık izin yükümlülüklerinin her sene ortalama maaşlarla hesaplandığında çok yüksek tutarlara ulaşabildiğini söyleyebiliriz” dedi.