İşten Kaytaranların Kullandığı 25 Yöntem
Yaptığı işi çok seven de var, akşam olmasını gözü saatte bekleyen de. İşin ucunda ekmek parası olabilir ama bu, küçük numaralarla mesai saatini hafifletmeyi başaran cin gibiler de var. İşte o 25 yöntem:
1. Üzerinize afiyet 2. Çok pis zehirlendim 3. Hep toplantı hep toplantı 4. Kırmızı pazartesi 5. Patrona şantaj 6. Depresyonlardayım 7. Hastam var 8. Vizem var 9. Kutlama coşkusu 10. Okur yazar 11. Kökten çözüm 12. İnternet suiistimali 13. Meşguliyet kamuflajı 14 . Aşırı yükleme 15. Bana müsaade 16. Edebiyatın faydaları 17. Misafirimiz var 18. Yavrum yapma!
Soğuk algınlığı için mevsim müsait. Biraz hileyle sesinizi bitkinleştirin, telefondaki patrona ya da arkadaşa derinden inleyin. Sahte öksürük konuşmanızı ara ara bölsün. Burnunuzu çekmeyi unutmayın. Çok belli, işe gidebilecek durumda değilsiniz.
En garantili, en arkasında iz bırakmayan, en ispatı imkânsız, dolayısıyla en başarılı bahanedir. Akşam yediğiniz muhtemelen balık veya tavuk canınıza okudu, tuvaletten çıkamıyorsunuz! İşe bile gelemiyorsunuz. Üstelik bir günde toparlanmak da acayip değil.
İşte olduğunuz halde işten kaytarmanın da yolu mevcut. Pozisyonunuza göre ya hemen bir toplantı ayarlayın ya da var olan toplantıya kaynayın. Saatlerinizi önünüzdeki defteri karalayarak geçirin. Çıkar çıkmaz toplantıda çok yorulduğunuzu ilan edin.
Kadınlar için şahane bahane. Üstelik her ay tekrar edilebilir. Regl döneminde sancıların dayanılmaz olduğunu söyleyebilirsiniz. Gerçekten dayanılmazsa geçmiş olsun!
İlla ki vardır: Patronunuz bir vakitler ‘tembellik hakkı, işi gücü bırakıp başını alıp gitme halleri’ üzerine iki kelam etmiş, Facebook profiline ya da gazeteciyse köşesine falan yazmıştır. O sözün ağzından çıktığı günü aklınızda kazıyın, yazılı belgeyi saklayın. “Neden işe gelmedin?” dediğinde, ilhamı bizzat kendisinden aldığını kibarca açıklarsınız.
Temiz çözüm: Depresyona girin! Ya da girmiş gibi yapın. En az zehirlenmek kadar geçerli bir ‘kaytarma’ yöntemi bu çağda…
Herkes yapmıştır: Bakmakla yükümlü olduğunuz bir yakınınızın hastane işleri için koşturun. Anne, baba, yaşlı hala, teyze çok rahat uyar bu senaryoya. İlgilenecek başka kimse yoktur ve hastane koridorlarında bekleme görevi maalesef size düşmüştür!
Düzenli olarak kaytarmak için yüksek lisans programına falan yazılıverin. Önceden bu eğitimin sizin ve tabii ki şirketinizin geleceği için ne kadar mühim olduğunu anlatan sıkı bir pazarlık görüşmesi yapmış olmanız gerekiyor. ‘Okey’i kaptığınız anda özgürsünüz. Haftada bir tam ya da yarım gün okula gidin ya da gidiyormuş gibi yapın. Mezun olmak şart değil!
Ofiste doğum günü kutlamaları yapın. Kaytarmak istediğiniz an, bir arkadaşınızla anlaşıp o gün onun doğum günüymüş gibi davranın. Pastalar, içecekler derken bir bakmışsınız en az bir saati kakara kikiri geçirmişsiniz.
İnternet üzerinden e-kitap okuyun. Hem bir rapor okuyormuş gibi takılır, hem de istediğiniz
kitapla baş başa olmanın tadını çıkarırsın.
Müdürün kızı ya da oğluyla takılın. “Dün çok içmişiz yahu” diye işe geç gidebilirsiniz. Gerçi bu durumda çalışma arkadaşlarınız sizden tiksinecektir, olsun! Daha az çalışmaya değer…
İşyerinin internetini sömürün. Bilgisayarınızda en az iki farklı web tarayıcı programı yüklü olsun. Keyfiniz için açtığınız siteleri bir tarayıcıdan açıp diğerini iş için kullanın. Bolca ‘tab’ işe yarar. Aniden kontrole gelen biri olduğunda işle ilgili bir sayfayı tek tıkla ekrana yerleştirebilirsiniz.
İşten kaytarmanın en kısa yolu; sürekli meşgul görünmektir. O zaman kimse size bir şey sormaz. Arada 15 dakikada yaptığınız işleri çok kompleks, günler alan işler gibi anlatır, biraz puan toplarsınız olur biter…
Önünüze 15 tane hacimli excel dosyası açın, o dosyaları birlikte yürütebilecek şirket bilgisayarı olmadığı için bilgisayar kilitlenecektir. Siz de “Bilgisayarım kilitlendi” diye söylene söylene ortalıkta birkaç tur atıp, sonra bir saat çay molası verebilirsiniz.
“Arabanın muayenesini yaptıracağım”, “Bizim oğlanın veli toplantısı var”, “Bizim banyo alt kata akmış… Komşu aradı da…” türü ‘acil çıkış’ bahaneleriyle de kaytarılabilir işten pekâla…
Günlük tutun, hatta isterseniz roman yazmaya başlayın. Word’de çalışırken herkes sizi çalışıyor zannetsin. Gelecek kuşaklara da bir eser bırakmış olursunuz hem…
İşyerine çağıracağınız yakın bir akraba ya da arkadaş, çevrede sevimli bir elektrik yaratır. Ona binayı gezdirmeniz, birlikte uzun bir yemeğe çıkmanız o kadar göze batmaz.
Çocuğunuz varsa şahane, yoksa yeğen, kuzen, bir ufaklık bulun. Beş yaşında bir çocuk kadar dikkat dağıtıcı bir şey yoktur. Zamanın nasıl geçtiğini personelden kimse anlamayacaktır. Çocuk ağlıyor diyerek erken de çıkabilirsiniz.
19. Ufak çaplı afet
Abartmaya gerek yok, yangın alarmını çalıştıracak bir küçük hareket, küçük bir su baskını sinyali yaratacağı hareketlilikle mesai saatinden tatlı tatlı yer.
20. Sessizce süzülün
Bilgisayar açık olsun. İşyerinde bırakmak üzere getirdiğiniz yedek bir gözlüğü ya da cüzdanı masada bırakın. Hatta bu iş için bir ceket getirin. Sanki binada bir yerdesiniz, 10 dakika sonra dönecekmişsiniz izlenimi verin. Ama siz çok uzaklarda olun.
21. Bağırsaklarınızı bozun
Eğer tuvalet takibinin yapıldığı yerlerden birinde çalışmıyorsanız, bozuk bağırsaklar tadınızı kaçırmaktan çok, gün içinde işten kaytarmanıza yarayabilir. Mısır yiyip üzerine su için, incir yeyip kola için, bulun bir yöntem…
22. Seyahat uydurun
İkna kabiliyetinizi kullanarak X şehrine yapılacak bir ziyaretin şirketin kârları açısından ne kadar faydalı olacağını anlatın. Sektöre göre senaryo değişir.
23. Oyun oynayın
Bu noktada bilgisayar ekranınızın yerleşimi çok önemli. Arkanızdan kimsenin geçemeyeceği, monitörü sadece sizin görebileceğiniz şekilde ayarlayabilir, yüzünüze de ciddi ve sıkıntılı bir ifade takınabilirseniz hiç sorun olmaz.
24. Excel havası
Her şeyi Excel dosyasında yapın. Alışveriş listesi, arkadaşlarla parti programı falan… Sizi Excel’le baş başa gören çok önemli bir raporla uğraştığınızı sanacaktır ama siz parlak bir gecenin detaylarına dalmışsınızdır aslında!
25. İstifa edin
Çok daralınca insanın gözü bir şey görmez, görmesin zaten. İstifa edin, hayatınız işten kaytarmaktan ibaret olsun. Gerisini ‘iş bulmanın 25 yolu’nda okursunuz.