Satır Aralarını Okurken

Her birimiz kendi iletişim yeteneklerimizin diğerlerinden daha iyi olduğu hissine kapılırız zaman zaman. İş ortamlarında kendi iletişim tarzımızın en iyisi ve tercih edilen olduğuna inandığımızdan, farklı metodarı deneyenleri anlamakta zorlanırız. Ne de olsa biz daha iyisini biliriz!

Satır aralarını okumayı da çok severiz bu yüzden. "Bu cümleyi kurmakla ne demiş olabilir ki?" ile başlayan fikir yürütmeler dedikoduların da başlamasına sebep olur. Yaratıcı kişiliğimiz basit bir konu hakkında söylenmiş bir sözün çeşitlendirilmiş versiyonlarını üretmekte gecikmez.  Satır aralarını okumak bir beyin jimnastiği gibidir bir çoğumuz için. Sorunların da temeli...

Güveni yıkılmış ortamlarda satır okuma eğilimlerini de doğal karşılamak gerek diye düşünebilir miyiz? Belki... Satır aralarını okumak, bir insanın aklını okumak gibidir. Oysa, en doğru bilgi satırın ne ifade ettiğini onu yazan kişiye sormakla elde edilir. Bu da gereksiz ve yıkıcı dedikoduları yok eder, ayrıca kendimizi yıpratan duygusal durumları ortadan kaldırır. Sorunuza cevap alamadığınız durumlardaysa, satırların arasını okumadan mesajı olduğu gibi kabul etmek en mantıklısı olur.

Şu aralar iş arayışı içerisinde olanların aklında tutmasını isterim bunu. Türkiye'de iş arayan çok, iş imkanı ise kısıtlı.  Dolayısıyla bir pozisyon için başvuru sayısı çok fazla olabiliyor. Üstelik, her şirketin işe alım süreçleri de tıkır tıkır işlemiyor. Başvurduğunuz bir pozisyon için size geri dönüş yapılmıyorsa, her zaman sorun sizden kaynaklanmıyor. Görüşmeye çağrıldığınız halde işi alamadıysanız, yetenekleriniz pozisyonun gereklerinden daha fazla olabilir. Şirket içi dengelerden kaynaklanan bir sebepten dolayı en uygun aday olduğunuz halde işi alamamış olabilirsiniz.  İş arama sürecinizde satır aralarını nasıl okuma eğiliminde olduğunuz önemli bu yüzden. Sürekli kendinize yüklenmekten, kendinizi yetersiz hissetmekten ve satır aralarını olumsuza yorup umutsuzluğa kapılmaktansa, bu zamanı profesyonel anlamda gelişmek için kullanmanız size daha çok fayda sağlar.

İş arama süreçleri uzadıkça duygusal dengemizi korumakta zorlanabiliriz. Bunu aşabilmenin en güzel yollarından biri üretkenliği devam ettirmek. İlgi alanınız ya da uzmanlığınız her neyse o alanda çıtanızı daha da yükselterek, bilginizi ve tecrübenizi geliştirmeye çalışmak. Bilgi, sadece işyerinde elde edilmediği gibi tecrübe kazanılan tek ortamda size maaş veren kurumdan gelmez.  Üretkenliğiniz devam ettikçe, kendinizi daha özgür ve bağımsız hissedersiniz. Yeteneklerinize ve kendinize güveniniz tam olur. Bu da iş görüşmelerinize olumlu yansır. Üretkenlik sonucu elde ettiğiniz bilginizi, kendinizi daha iyi ifade edebilmek için kullanmanıza destek olur. 

Üretmeye ve öğrenmeye devam ettikçe motivasyonunuzun da yüksek olduğunu ve yanlış kararlar almaktan da uzaklaşacağınızı fark edersiniz.


Kaynak: Yenibiris.com
2830 kez okundu
Giriş
Üye değil misiniz? Altın Üye ya da Gümüş Üye olmak için tıklayınız.